Uzak Kent’in 19. kısmında neler oldu? Cihan’dan Alya’ya dayanak: Ben varım, merak etme…
Dizinin evvelki kısmında;
Mine’nin söylediklerinin tesirinden çıkamayan Alya, bulduğu birinci fırsatta Cihan’ın zımnî odasına girdi. Alya, her yerde Meryem’e dair bir iz ararken, bulduğu görüntü onu apayrı bir noktaya sürükledi.
Şifre Meryem’di değil mi? Kalbindeki bayan… Tek aşkın…
Dizinin yeni kısmında;
Alya’yı bâtın odasında gören Cihan, öfkesini belirli etmemeye çalışırken ona Meryem’in tek gerçek aşkı olduğunu söyledi.
Kız kardeşinin özgürlüğü için kendisini feda etmesine dayanamayan Şahin, hesabını annesinden sordu.
Ben bir biçimde çıkardım, siz Zerrin’i hiç çıkamayacağı bir mahpusa mahkum ettiniz
Alya ile Cihan, erteledikleri yüzleşmeyi yaşadılar. Yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyen ve Cihan’dan özür dileyen Alya, ona merakına yenildiğini söyledi.
Cihan, sonunda Alya’ya aklındaki soru işaretlerinin gitmesi için her şeyi anlatmaya karar verdi:
Biz babamı hastaneye yetiştirirken babam merhum oldu. Biz tetikçiyi bulduk, kimin yaptırdığını sorduk. Süleyman Baybars yapmış. Biz plan yapmaya başladık. Nasıl yapacağız, ne edeceğiz derken Boran girdi içeriye… Gömleğinde kan… Süleyman Baybars’ın kanı, elinde de onu vurduğu silah. Benim abimi yurtdışına göndermem lazımdı. Biz onunla uğraşırken, Meryem’in babası çıktı geldi. Ben bu türlü bir kan davasının içinde kızımı size emanet edemem, bu evliliğe müsaadem yok dedi. Ben karşı çıktım, birebir biçimde o da karşı çıktı ancak ben Boran’ın yurtdışına kaçırmaya uğraşırken babası Meryem’i alıp Almanya’ya götürdü…
Şeyda öldükten sonra Meryem’i aramak için Almanya’ya giden Cihan, onu bulamadığından bahsetti.
Kendisinden gizlenen gerçeklere kırılmak bir yana Alya’nın başında değişik bir soru vardı: Ya bir gün Meryem çıkıp gelirse ne yapacağız?
Odaya döndüğünde Alya’yı kolyeyi takarken gören ikinci şoku, Alya’nın yatakta uyumaya karar verdiğini öğrenince yaşadı.
Alboralar’ın kahvaltı keyfi Sadakat ile Nare ortasındaki tartışma nedeniyle yarım kaldı.
Abisi ile yengesi ortasındaki soğuk rüzgarları fark eden Nare, tansiyonun nedeninin Meryem olduğunu öğrendi.
Nare bir taraftan Alya’yı bu öykünün geçmişte kaldığına inandırmaya çalışırken, başka yandan da ağabeyini Alya’ya olan hisleri ile yüzleştirdi.
Konaktakilerin bir anlık dalgınlığından faydalanan Kaya, soluğu Demir Baybars’ın meskeninde aldı.
Zerrin ile konuşmak isteyen Kaya, aşkına veda etti.
Kaya “Abimden intikam almak için beni amaca koydun. Yaşadığın acının birebirini yaşatarak ondan intikam almak istedin lakin o dediğin olmayacak. Ben sana o hazzı yaşatmayacağım. Tebrik ederim Zerrin, mutluluklar dilerim…” dedi ve parmağındaki yüzüğü çıkarıp yere attı.
Kaya’nın Demir’e de iki çift lafı vardı:
Şimdi ağlama sırası sende Demir Baybars… Çok ağlayacaksın… Bekle…
Konakta elleri kolları bağlı gelecek haberi bekleyen Sadakat, Kaya’nın yüzüğü attığını öğrenince derin bir nefes aldı.
Kaya’nın yengesinden de istediği bir şey vardı: Demir’in hastanesinde çalışmayı bırakması…
Cihan ve Alya, Kaya’nın söyledikleri üzerine konuşurken gelen telefon Alya’yı alt üst etti.
Olup bitene mana veremeyen Cihan’ın aklı Alya’daydı…
Cihan, günler sonra Şahin ile bir ortaya geldi ve onunla bir muahede yaptı.
Temiz olsun… Adil olsun… Savaşacaksak bunlar olsun…
Hastanede Uğur ile bir ortaya gelen Alya, onu özeline karışmakla suçladı ve uygun bir lisanla kendisinden uzak durması gerektiğini söyledi.
Şahin’in Albora topraklarından hissesini alacağını öğrenen Ecmel’in hevesi oğlundan duydukları ile yarım kaldı.
Cihan’ın Şahin’e toprak verdiğini öğrenen Sadakat, hudut krizi geçirdi.
Çocuklarından hesap soran Sadakat, bir anda yere yığıldı. Her zamanki üzere yardım elini birinci uzatan Alya’ydı…
Cihan, uzun müddettir peşinde olduğu Demir’e karşı birinci zaferini kazandı.
Haber çok geçmeden Demir’e de ulaştı. Pusuya düşürüldüğünü ve tüm mallarına el konulduğunu öğrenen Demir, öfkeden meczuba döndü.
Soluğu Alboralar’ın ofisinde alan Demir, mallarını geri istedi. Cihan’ın ise anlaşmak için bir koşulu vardı.
Cihan sonunda hedefine ulaştı ve Uğur’dan kurtulmanın yolunu buldu. Alya’nın odasına giderek kovulduğunu söyleyen Uğur, tehditler savurdu
Başhekim ile konuşmak için odasına giden Alya, hastanenin el değiştirdiğini yeni sahibinin de Cihan olduğunu öğrendi.
Cihan’ın Uğur’u kovduğunu öğrenen Sadakat’in en büyük korkusu gerçeklerin ortaya çıkmasıydı…
Cihan’ın son atağı ile hezimete uğrayan Uğur, Alya’ya görüşme teklif etti. Mevzunun Cihan Deniz ile ilgili olduğunu söyleyen Uğur, Alya’yı ikna etmmeyi başardı.
Uğur Alya’ya oğlunun tehlikede olduğunu anlattı ve onu hayatının en büyük sırlarından biriyle yüzleştirdi:
Boran Bey ile Cihan Bey’in babaları bir değil… Babam geçmişte yaşadığı bir olayı anlatı bana. Boran Bey’in babası Ecmel Albora…
Alya’nın adamlarını atlattığını öğrenen Cihan, İhtiyar ve Kadir’e talimat verdi. Herkes dört bir yanda Alya’yı ararken; o öğrendiği yükün tartısı ile konağa geri döndü.
Sadakat’in karşısına çıkan Alya ona “Boran’ın babası Ecmel mi?” diye sordu. Gelininin her şeyi bildiğini gören Sadakat’in doğruları kabul etmekten öbür devası yoktu.
Bu yaşadıklarını acı mı sanıyorsun? Sen benim yaşadıklarımı bilseydin acı neymiş görürdün… O iblis daha 17 yaşındayken beni uçurumdan attı, Cihan’ımın babası beni kurtardı bana kol kanat gerdi…
Uğur’un gerçekleri Ecmel’e söylemesinden kaygı eden Alya, “Gerçekleri öğrenirse ne yapacağız” diye sordu.
Dizinin final sahnesinde;
Mine, Meryem, Ecmel… Öğrendiği şeyleri daha fazla kaldıramayan Alya, oğlunu da yanına alarak konaktan ayrıldı. Yolda direksiyon hakimiyetini kaybeden Alya, kaza yaptı.
İkilinin yardımına koşan Cihan’dı… Hem Alya’nın hem de Cihan’ın güzel olduğunu gören Cihan derin bir nefes aldı.
Oğlunu tehlikeye attığını düşünen ve vicdan azabı çeken Alya, Cihan’a sıkı sıkı sarıldı.
Alya’nın yaşadığı şoklar bununla da kalmadı. Konağa döndüğünde Sadakat’in yanındaki bayanı gören Alya, gözyaşlarını tutamadı. Davetsiz konuğun kimliğini açıklamak ise Sadakat’e düştü:
Cihan bu bayan kim biliyor musun? Karının anası…
Share this content:
Yorum gönder